31.03.2009

Son Bir Kaç Saat - 2

-Küçükken biz, mahallede saklambaç oynayıp ip atlardık önceleri. Sonra hepimize birşeyler olmaya başladı. Önce bisiklet gezmeleri, sonra sadece aşağı yukarı yürümeler aldı oyunların yerini. Çok büyümüştük ya, oyun bize göre değildi artık. Bir ara önemli uğraşlar edinen arkadaşlarım oldu. Çoğu peçete, kartpostal kolleksiyonu yapıyordu. Hobi sahibi olmak büyümüşlük belirtisiydi. Çok kısa bir süre sonra aslında büyümüş gibi davranmanın nasıl çocukça olduğunu görüp pek çoğu, bıraktı bu sözde hobilerini. Ama bir teyze var ki...içindeki yeni büyümeye adım atmış genç kızı kaybetmemiş. İçindeki çocuğu korumuş olmak gibi bir şeydir sanırım bu.

-Hem gerçekten çok işe yarayan hem de kullanması gerçekten çok zevkli bir araç MM (Mind Manager). Bu da online versiyonu.

-Çizgili, kareli, ekoseli, puanlı, desenli, yazılı, baskılı bir kıyafet giyindiğimi düşünemiyorum. Hele ki t-shirt. Evet ben giyinemiyorum ama böyle güzel işleri seviyorum gene de.

-Ah benim güzel annecim, boyalarına kıyıp verseydi bana, ben yapacaktım bundan. Şimdi birisi benden önce yapmış oldu :( Ama güzel olmuş ne diyim? Tam kafamda canlandırdığım gibi. Bütün set gayet güzel zaten.

-Niçin 122 bilmiyorum. Tek bildiğim günün hangi saati olursa olsun iştah kabartıcı olduğu. İlk fotoğraf hariç (ne o öyle domates pörsümüş, maydamoz sönmüş, yemeğin suyu da soğuyup böyle jelatin gibi donmuş yağı.... yok o yemek olmamış).